Vestel Retro Ailesi’nden
Anadolu mirasına dokunan tasarımlar
Türkiye’nin teknoloji devi Vestel, bu toprakların kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak amacıyla, ünlü tasarımcı Aslı Filinta ile Retro Ailesi için yeni bir seri hazırladı. Beyaz eşyaların üretiminde kadın sanatçılar görev alırken, ürünlerin her birinde özel el işçiliği ile boyama ve farklı teknikler kullanıldı. Küçük ev aletlerinin de yer aldığı retro serisinin tasarımlarıyla Anadolu’nun kadim mirası motifler nesilden nesile aktarılacak.
“Geleneksel el sanatlarından esinlendiğim motifleri tek başıma, dışarıyla bütün iletişimimi keserek 14 günlük bir tasarım sürecinde çıkartabildim.”
Tasarımcı
ASLI FİLİNTA
“Bizim kültürümüzü yansıtan eserlerin böyle örnek bir projeyle dünyaya tanıtılmasına vesile olabildiğim için çok mutluyum.”
Aslı Filinta ve Vestel nasıl bir araya geldi? “Retro Serisi” projesi nasıl doğdu?
Bir gün telefonum çaldı. Vestel’den aramışlardı. Vestel ekibi, Retro Serisi’ne yönelik akıllarındaki projeyi ve bu konuda benimle çalışmak istediklerini aktardılar. Türkiye’den çıkan ve bugün bir dünya markasına dönüşen Vestel gibi köklü bir markanın, Anadolu kültüründen esinlenerek çalışmalar yapan genç bir tasarımcıyla çalışmak istemesi beni hem çok mutlu etti hem de gururlandırdı. Bizim kültürümüzü yansıtan eserlerin böyle örnek bir projeyle dünyaya tanıtılmasına vesile olabildiğim için çok mutluyum.
Tasarım süreci nasıl ilerledi ve motiflerin yaratımında hangi ilham kaynakları etkili oldu?
Geleneksel el sanatlarından esinlendiğim motifleri tek başıma, dışarıyla bütün iletişimimi keserek 14 günlük bir tasarım sürecinde çıkartabildim. Hikayemizin tasarıma geçilmeden öncesindeki esinlenme sürecine de sanırım yıllar verebiliriz. Vestel x Aslı Filinta Retro Serisi işbirliğimizde, tarihimiz ve kültürümüz için çok önemli olan tezhip, minyatür ve çini sanatlarındaki motifleri bir arada kullandık. Tasarımlarda klasik yöntemleri değil, özgün bir yorumun peşine düşerek bu ürünleri hayatımızın, evimizin tam içinde farklı kullanım alanları ile buluşturmayı hedefledim.
Tezhip sanatı belirli motifler kullanarak kitapları ya da padişah buyruğunu süslemek için kullanılan, çok önemli bir süsleme sanatıdır. Minyatür ise küçük ve ince işlemelerin kullanıldığı ışık, gölge veya perspektifin kullanılmadığı, yine kültürümüzde çok önemli bir yere sahip bir sanat dalı. Hat, tezhip, minyatür aynı kaynaktan beslenen, kardeş sanatlar olarak bilinir. Çini ise Anadolu’da 12. yüzyıldan itibaren var olmaya başlamıştır ve bu topraklara Anadolu Selçukluları ve Büyük Selçuklular ile giriş yapmıştır. Benim hayatıma da yıllar önce İznik Çini Vakfı Kurucusu Prof. Işıl Akbaygil sayesinde giriş yaptı. İznik Çini Vakfı’nın güller ve çinilerle dolu bahçesi beni her zaman çok esinlendirmiştir.
Sanıyorum motif olarak ilk kez minyatür, çini ve hat sanatları bir arada kullanıldı. El sanatları normalde çok kurallara dayalıdır. Bu süreçte elbette ki bu kuralları bozmadık ancak yeni kullanım alanları ile sanatsal ve özgün bir yaklaşım denedik. Osmanlı dönemindeki çinilerde önceleri lacivert, mavi, turkuaz ve siyah, daha sonraki dönemlerde kırmızı kullanılmış ve sonsuzluğu simgeleyen geometrik motiflere yer verilmiştir. Geometrik olan motifler varsa çiçek motifleri kullanılmaz, bordürler sadece bordür olarak kullanılır. Biz biraz da olsa bu kuralı bozmuş olabiliriz ama sanat zaten tamamen bunun için yok mu?
Ürünleri kaplayan motiflerin simgelediği mesajlar var mı?
Hayat ağacında kullanılan karışık çiçekler yaşamı simgeliyor. Tarih boyunca çinilerde de çiçek motifi sıkça kullanılmış, bizim de kullanmış olduğumuz Hatayi deseni Hatay’dan gelmiştir mesela. Kuşbakışı yapraklı olan çiçek motifine “genç” deniliyor. Rumi motifinde hem dairesel hem geometrik şekiller kullanılıyor. Halı, kumaş ve tezhipte ortak kullanılan Çintemani motifi, ‘gönül gözü, akıl gözü ve dünya gözünü’ simgeliyor.
“Vestel olarak ürettiğimiz teknolojiyle müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, tasarımlarımızla hayatlarına renk ve ahenk katmayı amaçlıyoruz.”
Vestel Pazarlama Genel Müdürü
DUYGU BADEM UYLUKÇUOĞLU
“Kültürüne ve insanına bağlı bir teknoloji markasıyız. Aslı Filinta ile çıktığımız tasarım yolculuğunda ilhamımızı yine bu topraklardan aldık.”
Bir teknoloji markası tasarımlarıyla bulunduğu alana hayat katacak. Sanat eseri niteliğindeki ürünleri diğerlerinden ayıran başka özellikleri var mı?
1950'li yılların nostaljisini modern teknolojiyle buluşturan bir ürün gamı olarak tasarladığımız Retro Serisi'ne dahil olan ürünler, göz alıcı tasarımları ve kullanışlı fonksiyonlarıyla öne çıkıyor. Buzdolabı, bulaşık makinesi, fırın, su ısıtıcı ve ekmek kızartma makinesinden oluşan seride üç farklı desen ve birbirinden canlı renkler yer alıyor. Kolay ve pratik kullanım sunan ürünler Vestel mühendisliğinin ortaya koyduğu son teknolojilerle donatıldı.
Sizce teknoloji ve tasarımın bir arada olması nasıl avantajlar sağlıyor?
Vestel bugün sadece bir beyaz eşya ve televizyon üreticisi değil, DNA’sında bulunan yenilik yaratma kabiliyetini, güvenilen ve fark yaratan teknoloji, tasarım ve deneyim çözümleriyle bütünleştirerek, bugünü daha yaşanabilir hale getiren kolaylaştırıcı ürün ve hizmetler sunan bir marka. Bunun yanında spora, kadınlara ve gençlere yaptığı yatırımlarla topluma değer katarken, kaynakların kullanımını etkin hale getirerek dünyanın korunmasına yardımcı olmak ve sürdürülebilir bir geleceği şekillendirmek için faaliyetlerine devam ediyor. Bugün ulaştığımız noktada, kendimizi bu topraklardan çıkan ve bu ülkenin kültürel mirasını koruyup, tüm dünyaya tanıtma gayesi içinde olan bir marka olarak görüyoruz.
Teknoloji markası yolcuğumuzda en önemli bileşenler; Ar-Ge, inovasyon, donanım ve yazılım. Ancak bunların yanında tasarım da bizim için çok önemli bir konu. Vestel olarak ürettiğimiz teknolojiyle müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, tasarımlarımızla hayatlarına renk ve ahenk katmayı amaçlıyoruz. Retro serimiz tasarım konusunda en iddialı olduğumuz ürünlerin başında geliyor. Satışa çıktığı günden bu yana yediden yetmişe herkesin büyük ilgi ve beğeniyle takip ettiği bir seri oldu. Biz de bu ilgiyi ülkemizin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma hedefimiz için bir araç olarak kullanmak istedik. Sonuçta da Vestel X Aslı Filinta Retro Serisi ortaya çıktı. Bu serinin ürünlerinde farklı olan değer, yüksek teknolojik unsurlar ile saf el emeğinin aynı üründe ahenk içinde buluşmasıdır.
Beyaz eşyaların üretiminde, kadın sanatçıların görev alması önem taşıyor. Kadınların iş gücüne katılımında Vestel’in rolü nedir?
Vestel, hayatın her alanında kadın-erkek eşitliği anlayışını benimseyen ve bu doğrultuda, kadının toplumda, iş hayatında ve ekonomik hayatta güçlendirilmesi konusundaki tüm çalışmaları destekleyen bir marka. Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri'ni benimseyen bir marka olarak, kadınların ekonomik yaşamın içinde tüm sektörlerde ve her düzeyde yer alabilmeleri için çalışmalar yürütüyoruz.
İşe alım uygulamaları dahil şirket genelinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaları teşvik ederken, çatısı altında faaliyet gösterdiğimiz Zorlu Holding’in 'Eşit Bi’Hayat Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Manifestosu'nun rehberliğiyle, Vestel Şirketler Grubu’nun her düzey çalışanlarında kadın-erkek eşitliğini sağlamak için sorumluluk alıyoruz. Bu projeyi benzersiz kılan noktalardan biri de tasarım ve uygulama aşamalarında alanında uzman profesyonel kadın sanatçıların bir araya gelmesi oldu. Birçoğu ilk defa bir araya gelen sanatçılar, kolektif bir başarıya imza attı.
Projenin sürdürülebilirlik stratejinizde yeri nedir?
Kültürüne ve insanına bağlı bir teknoloji markasıyız. Aslı Filinta ile çıktığımız tasarım yolculuğunda ilhamımızı yine bu topraklardan aldık. Geçmiş değerleri geleceğe aktarmak sürdürülebilirlik anlamında çok değerli bir nokta. Aslı Filinta’nın bu alandaki çalışmaları ve yaratıcı uygulamaları bizim için önemli bir kaynak oldu.
Aslı Filinta’nın bugüne kadarki çalışmalarında her zaman sürdürülebilirliği ve ileri dönüşüm kavramlarını farklı bakış açıları ile ön plana çıkarması, bizim gibi tüm iş süreçlerinde ve ürünlerinde sürdürülebilirliği merkeze alan bir marka için önemli bir değere sahipti.