Digilogue Summit’te
insan ve teknoloji arasındaki ilişkiye cevap arandı
Zorlu Holding’in DNA’sında yer alan inovasyon, teknoloji ve tasarım kavramları ile Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin dijital sanata olan yenilikçi yaklaşımını somutlaştıran “Digilogue Summit”, Zorlu PSM çatısı altında beşinci kez gerçekleştirdi. AI, Metaverse, NFT, Web 3.0 gibi çağımızın teknolojilerinin farklı disiplinler aracılığı ile yaratıcı endüstriler üzerindeki etkisini irdeleyen zirve, bu alanlarda üreten, öğreten ve araştıran birçok öncü ismi ağırladı.
Zorlu Holding tarafından, “dijital dönüşüm” ekseninde etkileşim, keşif ve farkındalık yaratmak üzere her sene düzenlenen Digilogue Summit, 20-21 Ekim’de Zorlu PSM’de yapıldı. Teknolojinin, dijitalleşmenin ve bu eksende doğan üretim gücünün yaratıcı endüstriler üzerindeki etkisini kitlelere göstermeyi, dijitalin farklı disiplinlerle ilişkisini irdeleyerek disiplinlerarası diyaloglar kurmayı amaçlayan zirveye yoğun bir katılım oldu. Zorlu PSM Led Screen’de “Açık Çağrı” ile başvuruların kabul edildiği ve iki gün süren etkinlik kapsamında yapılan panel, masterclass ve film gösterimleri katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle takip edildi.
Yapay zekâ ve geleceğin yaratıcı insan potansiyeli
Zirvede ilk olarak “Yapay Zekâ ve Geleceğin Yaratıcı İnsan Potansiyeli” başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde bir konuşma yapan akademisyen ve sanatçı Selçuk Artut, sanatsal araştırma ve üretimi ile insan-teknoloji ilişkilerinin teorik ve pratik boyutlarına odaklanarak, sanat ve etkileşim tasarımı arasındaki çalışmalarından örnekler sundu.
Dijital teknolojilerin yaratıcı potansiyellerini keşfetmek için algoritmalar, kodlama ve makine öğrenimi kullanan yaratıcı kodlayıcı ve ML sanatçısı Andreas Refsgaard ise kendi alanından paylaşımlarda bulundu. Özellikle insanın sanat ve yaratıcılık algısı ile ilgilenen, makinelerin bu süreçleri artırabileceği veya taklit edebileceği yöntemleri araştıran sanatçı Mario Klingemann da panelin katılımcıları arasında yer aldı. Metin ve teknolojinin kesişimini araştıran birinci nesil Kalmyk Amerikalı şair, sanatçı ve yapay zekâ araştırmacısı Sasha Stiles’in de yer aldığı panelde; paralel gerçeklik üzerine gelecek teorileri ele alındı. Yapay zekâ teknolojisinin günümüz dünyasında yaratıcılara ve sanatçılara sunduğu yeni yollar ve fırsatların irdelendiği konuşma, insan bilinci ve yapımı ürünlerle süren paralel gerçekler üzerine yeni bakış açıları ortaya koydu.
“Yıllar boyu gelişmenin, evrilmenin ve izleyiciye ulaşmanın farklı bir yolunu bulan müzik, Web 3.0 ile yeni bir dağıtım modeline mi geçiyor?”
Zirvenin bir diğer panel başlığı ise “Web 3.0 ve Müzik Endüstrisinin Yeni Çağı” idi. Medya, müzik ve etkinlik sektörlerinde deneyimli olan gazeteci Alper Bahçekapılı moderatörlüğünde, müzik yapımcısı ve sanatçı Yasin Vural (VEYasin) ve sanatçı Kaitlyn Davies’in katılımıyla düzenlenen panelde, müzik endüstrisinin Web 3.0 ile yaşadığı değişimler ve bu değişimlerin sektör üreticilerinin üzerindeki etkisi konuşuldu.
‘‘Metaverse'de İnsan Davranışı” başlıklı panel kapsamında ise dijital sanatı ve davranış psikolojisini yakından takip eden akademisyen Levent Erden, CGI ve yapay zekâyla çalışan görsel sanatçı ve yönetmen Enes Güç ve daha güvenli bir sanal dünya için çalışmalar yürüten ve Metaverse danışmanlığı yapan Nina Jane Patel katılımcılarla buluştu. Panelde insan davranışının sanal gerçeklik ortamına adaptasyon süreci, sanal ortamlarda değişen insan davranışları ve bu sanal ortamların geleceğine odaklanıldı.
Yeşil bir ayak izi oluşturmanın önemi
Günümüzde kulağa progresif bir kavram gibi gelen yaratma eylemi, son yıllarda beraberinde getirdiği yıkımlarla da çok konuşuluyor. İnsanlık kendi yararına üretmeye ve yaratmaya devam ederken, doğadan almaya ve doğal olanı yıkmaya devam ediyor. Sosyal inovasyon platformu imece’nin moderatörlüğünde gerçekleşen “Yeşil Yaşama Sanatı: Yeşil Bir Ayak İzi Küratörlüğü” panelinde, sanatçılar ve yaratıcılar yeşil bir ayak izi oluşturmanın önemini ve inceliklerini tartıştı. imeceLAB yöneticisi Zeynep Çelik, sanatçı, tasarımcı ve eğitmen Bager Akbay, sanatçı Meltem Şahin ve sanatında ekonomi ile doğa arasındaki kesişmeleri ele alan sanatçı Elmas Deniz’in konuşmacı olarak yer aldığı panelde, üretirken daha sürdürülebilir bir yaklaşım nasıl olmalı sorusuna ve daha sürdürülebilir bir sanat için yeni yollar keşfetmeye odaklanıldı.
Zirve, üç farklı masterclass’a ev sahipliği yaptı
Panellerin yanı sıra iki günlük bir programla Zorlu PSM’de gerçekleşen Digilogue Summit, üç farklı masterclass’a da ev sahipliği yaptı. Andreas Refsgaard, “Eğlenceli Makine Öğrenimi” isimli masterclass’ta, makine öğreniminin, sanatsal pratiğin ayrılmaz bir parçası haline gelişini ve bu araç ve tekniklerin sonsuz yaratıcı olanaklara sahip, vazgeçilmez bir fırsat olduğunu gösterdi.
Salt Araştırma ve Programlar ekibinden Amira Akbıyıkoğlu, Sezin Romi ve Fatma Çolakoğlu'nun katılımıyla gerçekleşen Performans Arşivi masterclass’ında ise kurumun 2020’den bu yana Türkiye’de yürüttüğü performans araştırmasına odaklanıldı. Arşivci ve programcı perspektifinden sürecin tartışmaya açıldığı sohbette, araştırmanın görselleştirilmesi, performansın kayıt altına alınması ve dijitalleştirilen arşivlerin yeni bir web sitesinde bir araya getirilmesi ile Salt Araştırma’da kamuya açılma süreçleri değerlendirildi.
“Dijital Dönemde Zanaat, Neden ve Nasıl?” başlıklı masterclass’ta ise, katılımcı eylem araştırmaları yoluyla şehirlerin zanaat kültürünün haritasını çıkarmayı hedefleyen, uluslararası bir dijital platform olan Craft Net ele alındı. Sanatçı Bilal Yılmaz ve küratör Lydia Chatziiakovou tarafından, el sanatları ve sosyal içerikli sanat pratikleri üzerine uzun vadeli araştırmalarını birleştirerek geliştirilen Craft Net, ilk olarak, hem diyalog hem de pratikte sürdürülebilirlik ve ekonomik kalkınmaya odaklanan projeleri teşvik etmek amacıyla Melisa Tapan tarafından uluslararası bir “residency” programı olarak kurulan Gate 27’de kavramsallaştırıldı. Craft Net, zanaatların özünü, çağdaş ve sürdürülebilirlik kelimelerinin anlamını ve teknolojinin bir amaç yerine bir araç olarak kullanımını sorgulayarak, zanaatları sanatsal/yaratıcı üretimler için bir araç ve sosyal olarak sürdürülebilir bir araç olarak yeniden tasavvur ediyor.
Hayali bir şehirde bir bilim kurgu safarisi…
İnsanoğlu yüzyıllarca süren kolonizasyon, küreselleşme ve bitmeyen ekonomik çıkarmanın ardından, dünyayı hücre ölçeğinden tektonik plakaya kadar yeniden yarattı. Digilogue Summit programı kapsamında, film ve televizyon endüstrisi için hayali geleceğimizin şehirlerini, mekânlarını ve sahnelerini görselleştiren mimar ve yönetmen Liam Young’ın “Planet City and the Return of Global Wilderness” adlı canlı performansı da yer aldı. 10 milyar insanın dünyanın geri kalanını küresel ölçekli bir vahşi doğaya teslim ettiği ve dünyanın tüm nüfusu için hayali bir şehirde bir bilim kurgu safarisindeki yaşamın ele alındığı gösterim, etkileyici görüntüleriyle izleyicisinden tam not aldı.
Film gösterimlerinin de yapıldığı Digilogue Summit kapsamında, “Models for Environmental Literacy” kısa filminde yapay zekâların alternatif bir çevre algısına nasıl sahip olabileceği spekülatif bir şekilde gösterildi. Zirvede gösterimi yapılan “The Blue Dot” ise internet çevresinde örülmüş ekolojik ve epistemolojik ağlar üzerine spekülasyonları ele alırken, kullanıcıların dijital sunucularla etkileşiminin gerçek zamanlı bir işaretini de temsil etti. Film boyunca dünya gezegeni ve okyanusları, internet için görsel bir metafor olarak sunuldu.