Zorlu Enerji’den
çığır açacak Ar-Ge projeleri
Zorlu Enerji, Ar-Ge’ye yaptığı yatırımla, sahip olduğu bilgi birikimini uluslararası iş birliklerine dayalı projelere de taşıyarak hem ülkemizde hem de dünyada adından söz ettirmeye devam ediyor. Sektörde referans noktası olma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Zorlu Enerji, kendi bünyesindeki mühendislerin geliştirdiği Ar-Ge projeleriyle birçok soruna çözüm üretiyor. Özellikle jeotermal enerji alanında geliştirilen yeni uygulamalar dünyada ilk olma özelliği taşıyor.
GECO (Geothermal Emission Control) Ar-Ge Projesi
Jeotermal Emisyon Kontrolü (GECO) projesi, jeotermal tesislerde doğal olarak açığa çıkan ve büyük bir kısmını karbondioksitin oluşturduğu yoğuşmayan gazların (NCG) yeni ve girişimci bir yöntem kullanılarak, emisyon değerlerinin azaltılması ve jeotermal kuyularda verimliliğin artırılmasının hedeflendiği, Avrupa Birliği Ufuk 2020 çerçeve programı tarafından desteklenen Ar-Ge ve inovasyon projesidir.
Pilot çalışmaları dünyanın dördüncü büyük jeotermal santrali olan Kızıldere 3 santralinde başlatılan proje kapsamında jeotermal enerji santrallerinden kaynaklı yoğuşmayan gaz çıkışlarının ve özellikle CO2 gazının rezervuara reenjeksiyonu ya da tutulmasına (capture) yönelik uygulamalar hayata geçiriliyor.
Ekim 2018’de başlayan ve satın alma, inşaat ve mekanik işleri tamamlanan projenin tüm detay mühendislik işleri ve Zorlu Enerji bünyesindeki Ar-Ge, İşletme, Yatırım, Rezervuar, Yapım ve Satın Alma ekiplerinin ortak çalışmaları ile gerçekleştiriliyor ve proje tamamlandıktan sonra devreye alınması öngörülüyor.
GeoSmart (Smart and Flexible Geothermal Power Plants) Ar-Ge Projesi
Avrupa Birliği Ufuk 2020 çerçeve programı tarafından hibe desteği almaya hak kazanan bir Ar-Ge ve inovasyon projesi olan GeoSmart projesinin amacı, Kızıldere-2 Santrali’ne entegre edilecek termal depolama sistemleri, bölgesel ısıtma sistemi ve elektrik üretimi arasındaki optimizasyonun sağlanarak veri elde edilmesi olarak belirlendi.
Tamamen demo olarak monte edilecek sistemin, proje bitiminde karşılıklı anlaşmalara dayanarak demonte edilebilmesi de mümkün olacak. Ayrıca termal depolama sistemine biyokütle ya da yek-odaklı güneş enerjisi santrali (Concentrated Solar Power) entegrasyonu da teorik olarak hesaplamaları yapılarak projeye katkı sağlayacak bileşenler arasında yer alıyor.
Projenin detay mühendislik çalışmaları kapsamında, Zorlu Enerji’nin Kızıldere santral sahasında “Jeotermal Santrallerin Esnekliğinin İyileştirilmesi: Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı bir çalıştay düzenlenerek sektör profesyonelleri bir araya getirildi.
Projenin altı aylık periyodik değerlendirme toplantısı öncesinde düzenlenen “Malzeme Performansı: Zorluklar ve Jeotermal Sürdürülebilirlik için Fırsatların Araştırılması” başlıklı panele katılım sağlayan Zorlu Enerji Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, Zorlu Enerji’nin işletmekte olduğu jeotermal enerji santrallerinde malzeme seçimi ve malzeme kaynaklı karşılaşılan problemlere ilişkin bir sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdi.
JIDEP (Joint Industrial Data Exchange Pipeline) Ar-Ge Projesi
Zorlu Enerji, inovasyon ve Ar-Ge ekseninde büyüme stratejisini geliştirmeye devam ediyor. Avrupa Birliği tarafından araştırma, geliştirme ve inovasyon projelerine destek olmak amacıyla oluşturulan Ufuk 2020 (Horizon 2020) hibe programının devamı olan Ufuk Avrupa (Horizon Europe) programı kapsamında Zorlu Enerji başvurduğu JIDEP (Joint Industrial Data Exchange Pipeline- Ortak Endüstriyel Veri Değişim Platformu) projesinde yüzde 100 hibe desteği almaya hak kazandı. Otomotiv, denizcilik sektörü başta olmak üzere pek çok farklı sektörde kullanılan kompozit malzemelerin geri dönüşüme kazandırılması amaçlanan projeyle, döngüsel ekonomiye ve atık yönetimine doğrudan katkı sağlanacak.
Dünyadaki döngüsel ekonomiye büyük katkılar sunulacak
JIDEP’ın dünyanın yönünü döngüsel ekonomi modeline çevirdiği bir dönemde daha sürdürülebilir malzeme, ürün, hizmet ve çözüm sunması yanıyla önemli bir platform olacağını belirten Zorlu Enerji Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, şunları söyledi: “JIDEP, toplamda 7 ülkeden 13 partnerle yürütülecek olan temelde bir araştırma geliştirme projesidir. Bu anlamda ortaya koyacağımız ürünler de laboratuvar ortamında test edilecek. Projemiz temelde üstün nitelikli bir mühendislik malzemesi olan kompozit materyalden geri dönüşüm ile elde edilebilecek ve tekrar kullanılabilecek hammaddelerin verisinin tutulduğu bir platform olacak. Örnek vermek gerekirse rüzgâr türbinlerinde kanat malzemesi olarak kullanılan kompozit malzeme geri dönüştürüldükten sonra eğer uygun bileşime sahipse denizcilik, otomotiv, bilişim gibi farklı sektörlerde de üretim amaçlı olarak kullanılıyor.
Bu proje ile birlikte ortaya çıkarılacak olan platform sayesinde farklı sektörlerden pek çok oyuncu bir platformda buluşarak ihtiyaçlarını aktarabilecek ve dönüştürülmüş bu hammaddeyi kullanmak isteyen üreticiler veri platformuna erişerek, ihtiyaç duyduğu hammaddeyi platformdan sağlayabilecek. Bu platformda yapacağımız çalışmalar aracılığıyla hem sektörlere hem de döngüsel ekonomiye büyük katkılar sunacağız.”
Rüzgâr türbin kanatlarının yeniden kullanılması hem çevresel hem ekonomik açıdan yarar sağlayacak
Türkiye’nin 20 yılı aşkın bir süredir rüzgâr enerjisi santrali inşa ettiğini ve bugün gelinen noktada tamamlamış veya tamamlanacak olan çok fazla türbin kanadı olduğunu aktaran Halaçoğlu, “Ülkemizde bulunan 355 adet rüzgâr santralinin günümüzde geldiği kurulu güç 10,6 GW seviyesindedir. Bu da yaklaşık 3.500 adetten fazla türbin, yani 10.000 adetten fazla rüzgâr türbin kanadına tekabül etmektedir. İlerleyen yıllarda ömrünü tamamlayacak bu kanatların toprağın altına gömülmesi veya yakılmasına alternatif olarak geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanıma açılması sektöre hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük katkı sağlayacak. Zorlu Enerji olarak biz de işletmekte olduğumuz Gökçedağ Rüzgâr Enerjisi Santralimizde ömrünü tamamlamış rüzgâr türbin kanatlarının geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanılmasına ilişkin platforma aktaracağımız bilgi ile döngüsel ekonomiye, atık yönetimine doğrudan katkı sağlamayı hedefliyoruz,” diye konuştu.