ZORLU HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ BAŞKANI SELEN ZORLU MELİK İLE SÖYLEŞİ
“Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kaybedecek zamanımız yok!”
Zorlu Holding, Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında “Eşit Bi’Hayat Mümkün” diyerek hayata geçirdiği toplumsal cinsiyet eşitliği uygulamalarıyla kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel hayata katılımını güçlendirmeye devam ediyor. Kadınların iş hayatına katılımının yanı sıra karar mekanizmalarında da yoğun biçimde yer almaları gerektiğini söyleyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Başkanı Selen Zorlu Melik, bu yaklaşımın, hem sosyal hem de ekonomik olarak güçlü etkiler ortaya koyacağını belirtiyor.
Selen Zorlu Melik ile Zorlu Holding’in toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsiyetçi söylemleri önlemeye yönelik olarak yaptığı çalışmaları, ülkemizde ve dünyada artan şiddete karşı alınabilecek önlemleri ve Holding’in toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerini konuştuk…
Toplumsal cinsiyet eşitliği, Zorlu Grubu’nun en öncelikli odak noktalarından biri. Bu konu neden bu kadar önemli? Zorlu Holding, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında nasıl çalışmalar yapıyor?
Zorlu Holding olarak, Akıllı Hayat 2030 stratejimiz doğrultusunda sürdürülebilirliği bir iş ve yaşam biçimi haline getirmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) bu yolda bize rehberlik ediyor. SKA’ların 5. maddesi olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” ise Zorlu Grubu çatısında odaklandığımız temel alanlar arasında yer alıyor.
Tüm SKA başlıklarında, özellikle de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda, farkındalık yaratmanın da ötesinde daha somut adımlar atmamız gereken kritik bir dönemin içinde olduğumuzu düşünüyoruz. İklim kriziyle ve sonuçlarıyla, pandemi, savaş, göç gibi küresel krizlerle baş etmeye çalıştığımız bu dönemde, eşitsizlikler hayatın her alanında çok daha gözle görünür şekilde yaşanıyor. Bu nedenle de kaybedecek zamanımız yok. Tüm dünyada özellikle kadınların uğradığı ayrımcılık, toplumsal ve ekonomik olarak kritik sorunlara sebep oluyor. Katılımın da ötesinde, kadınların karar mekanizmalarında yer almasının önündeki görünür engeller ve cam tavanlar, ekonomik ve toplumsal gelişimi zayıflatıyor. Cinsiyeti bir “çeşitlilik” olarak ele almak ve iş süreçlerinin her adımında bu yaklaşımla ilerlemek, şirketlerin tüm paydaşları için yeni fırsatlar yaratıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamada özel sektörün gelişmeleri takip etmekten öte, konuya liderlik etmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Aksi halde, nüfusun yarısını sistemin dışında tuttuğunuzda, toplum potansiyelini tam anlamıyla kullanamıyor. Daha adil, eşit ve iyi bir geleceğe çok daha hızlı bir şekilde ulaşma gücünden mahrum kalıyor. Bu durum, sosyal-ekonomik kalkınma ve refahı da olumsuz etkiliyor.
Zorlu Grubu olarak, bu konuda somut adımlar atmak üzere, Eşit Bi’Hayat adını verdiğimiz toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımımız doğrultusunda harekete geçtik. Bu kapsamda kurduğumuz stratejinin çatısını, Zorlu Holding’in üst yönetiminden tabana yayılan liderlik yaklaşımı oluşturuyor. Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdürlüğü ve İnsan Kaynakları Grubu Başkanlığımızın liderliğinde yürütülen strateji, kurumun tüm fonksiyon ve faaliyetlerini kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşımla toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla değerlendiren bir yapıdan oluşuyor. Bu yapı söylem, iş ortamı, paydaşlarla iş birliği alanlarında fırsat eşitliğini gözeterek hareket etmeyi hedefleyen bir iş kültürünü geliştirmeyi amaçlıyor. 2020 yılında yayınladığımız Eşit Bi’Hayat Manifestomuzda bu yaklaşımımız detaylı bir şekilde ortaya konuluyor.
Tüm dünyada özellikle kadınların uğradığı ayrımcılık, toplumsal ve ekonomik olarak kritik sorunlara sebep oluyor. Nüfusun yarısını sistemin dışında tuttuğunuzda, toplum potansiyelini tam anlamıyla kullanamıyor.
2015 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEP’s) imzacısı olan bir kurum olarak, kadınların toplumsal ve ekonomik hayattaki varlığının güçlenmesini ve iş gücüne katılım oranının artmasını destekliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurum politikası haline getirilmesine önem veriyor, şirketlerimizde tüm insan kaynakları süreçlerimizi buna uygun yürütüyoruz. Tüm paydaşlarımızın toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine farkındalığına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Zorlu Grubu yöneticilerinin katılımıyla kurduğumuz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi ve 100’ü aşkın çalışma arkadaşımızın gönüllü katılımıyla oluşturduğumuz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu ile bu konuda aksiyonlar almaya devam ediyoruz. Atölye, eğitim ve iletişim kampanyaları, yapılandırdığımız ve destek verdiğimiz iş birliği platformları ve temsiliyetlerle de bu alandaki kurumsal farkındalığı artırmayı ve değişimi tetiklemeyi hedefliyoruz.
Önümüzdeki günlerde, yaklaşık 33 bin Zorlu Grubu çalışanının zorunlu eğitimleri arasında yer alacak olan çevrimiçi “Temel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimlerine başlayacağız. Bir sonraki adımda bu eğitimi tüm paydaşlarımızın kullanımına açıp herkesin faydalanabileceği bir video formatında yayınlayacağız.
Eşit Bi’Hayat yaklaşımımız kapsamında, söylemin gücüne ve yarattığı etkiye inanıyoruz. Tüm iletişim kampanyalarımızda, şirket içindeki diyaloglarımızda daha kapsayıcı ve eşit bir dil kullanmak, eşitliğe ulaşmak adına atabileceğimiz en önemli adımlardan biri. Bu konuda hem çalışma arkadaşlarımızın hem de paydaşlarımızın farkındalığını artırmak üzere projeler yürütüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir dil kullanımını tetiklemek ve cinsiyetçi söylemlerden kaçınılmasını sağlamak üzere 2020 yılında Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’nü yayınladık.
Öte yandan, özellikle pandemi döneminde ciddi şekilde artış gösteren, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en temel sorunlardan biri olan şiddet konusunda somut adımlar atmak üzere çalışıyoruz. Zorlu Holding olarak şiddetin hiçbir türüne taviz göstermemiz söz konusu değil. Bu anlayışla, şiddetin ev içindeki varlığına dikkat çekmek üzere Ev İçi Şiddeti Önleme Politikası’nı yayınlayarak çalışma arkadaşlarımız için oluşturduğumuz destek mekanizmalarını görünür kıldık.
Önümüzdeki günlerde, yaklaşık 33 bin Zorlu Grubu çalışanının zorunlu eğitimleri arasında yer alacak olan çevrimiçi “Temel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimlerine başlayacağız.
Sizin de vurguladığınız üzere, hem ülkemizde hem de dünyada şiddet her geçen gün artıyor. Bu konuda nasıl önlemler alınıyor? Şiddet gören bir bireye nasıl destek sağlanıyor?
Şiddet, en önemli odak noktalarımızdan biri. Bizim özel sektör olarak, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde konunun takipçisi olmamız, gücümüzü ve etki alanımızı daha eşit, şiddetten arınmış, iyi bir dünya için kullanmamız büyük önem taşıyor. Zorlu Holding olarak, bu konuda iş birliklerini geliştirirken bir yandan da Eşit Bi’Hayat stratejimiz kapsamında yeni adımlar atmayı sürdürüyoruz.
Bu kapsamda, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun TÜSİAD ile iş birliği içinde yürüttüğü, UNFPA ve Sabancı Vakfı tarafından desteklenen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) projesine katıldık ve buradaki öğrenimlerimizle hazırladığımız “Ev İçi Şiddeti Önleme Politikası”nı yayınladık. Bu politikada tüm şiddet türlerini, kadın-erkek çalışma arkadaşlarımızın şiddete uğramaları halinde başvurabilecekleri iç ve dış kanalları, ilgili insan kaynakları politikalarını belirttik. Şiddete maruz kalan çalışma arkadaşlarımızın ve çocuklarının içinde bulundukları durumu güven ve gizlilik içinde paylaşabilecekleri destek ve yardım mekanizmaları oluşturduk. Bu kapsamda, şiddete uğrayan çalışma arkadaşlarımızın hukuki ve psikolojik destek almalarını sağlıyoruz. Bu zor süreçte zamanlarını esnek şekilde kullanmalarını, yarı zamanlı veya uzaktan çalışmalarını destekliyoruz. İhtiyaçlarını birlikte tespit ederek destek paketi sunuyoruz.
Politikaya paralel, şirket dışında da şiddete yönelik farkındalık oluşturmak, şiddet türlerini anlatmak ve şiddete maruz kalmaları durumunda başvurulabilecek kanallar ile ilgili yol göstermesi için bir kampanya başlattık. Bu kapsamda bir film hazırladık. Bu film, çeşitli dijital mecraların yanı sıra tüm şirketlerimizde, tesislerimizde, bayi ve mağazalarımızdaki ekranlarda çeşitli yönlendirmeler ile yayınlandı. Yine kısa bir süre önce şiddetin türlerini, bazı örnekler üzerinden vurguladığımız “Sevgi Bu Değil!” mesajlı bir iletişim çalışmasını başlattık.
Ayrıca 2020 yılında, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile protokol imzalayarak, Zorlu Grubu içerisinde Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na yönelik farkındalığı artırmak üzere iş birliğini başlattık. Bununla birlikte her yıl Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) cinsiyete dayalı şiddete karşı oluşturduğu 16 Günlük Aktivizm Kampanyası’nda yer alıyoruz. Bu konuda her yıl yapılan çağrıya destek veriyor, Zorlu Center ve Levent 199 binalarını turuncu ışık ile aydınlatıyoruz.
Özellikle pandemi döneminde ciddi şekilde artış gösteren, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en temel sorunlardan biri olan şiddet konusunda somut adımlar atmak üzere çalışıyoruz.
Cinsiyetçi söylemler konusundaki çalışmalarınızı daha detaylı anlatabilir misiniz?
“Saçı uzun aklı kısa", “elinin hamuru", “erkek sözü" gibi dilimize yerleşmiş, eşitsizliği haykıran birçok cinsiyetçi ifade var. Bir değişim yaratmak istiyorsak işe önce dilimizle başlamamız gerektiğine inanıyoruz. Zorlu Holding olarak, geçtiğimiz yıl bu konuda bir çalışma başlattık. Dilimizi cinsiyetçi söylem ve deyimlerden arındırmak, eşitlik ve kapsayıcılık bakış açısıyla yerine kullanabileceğimiz söylemleri sunmak adına, “Bazı kelimelerin gölgede kalma zamanı geldi” diyerek Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’nü hayata geçirdik. Bu sözlüğü dileyen herkesin ulaşabileceği şekilde, Akıllı Hayat 2030 web sitemizde erişime açtık.
Sözlükte, kullanımı yaygın olan cinsiyetçi söylemlere alternatif olarak kullanabileceğimiz kelimeler ve ifadeler yer alıyor. Ayrıca, yakın bir zamanda iş ortamında, tüm iç yazışmalarımızda da bu farkındalığı oluşturmak üzere bir “Söylem Kontrolü Mekanizması” oluşturduk. Bu mekanizma aracılığıyla günlük yazışmalarımızda farkında olmadan kullandığımız cinsiyetçi söylemlerin yerine daha eşitlikçi, ötekileştirmeye mahal vermeyen alternatifleri kullanabiliyoruz. Mekanizma, örneğin “bilim adamı” yerine “bilim insanı”, “iş adamı” yerine “iş insanı”, “bayan” yerine “kadın”, “adam başı” yerine “kişi başı” ifadelerinin kullanılmasını öneriyor. Bir çeşit özdenetim gibi düşünebiliriz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği için hedefleriniz neler?
Daha önce de ifade ettiğim üzere, 2030’a yaklaşırken Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için çalışmaya devam edeceğiz. 5. madde kapsamında, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın sona erdirilmesi, kadınların ekonomik ve sosyal hayata tam ve etkin bir biçimde katılabilmesi ve karar verme mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kadınların yönetim kurullarında daha fazla yer almalarının önünü açacak projelere odaklanacağız. Şiddet, merkeze aldığımız konulardan biri olmaya devam edecek. Her türlü şiddete karşı çalışma arkadaşlarımızı destekleyecek, bu konuda farkındalığımızı artıracak mekanizmaları güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Zorlu Holding çatısı altında stratejimizi yürütürken, aynı zamanda geliştireceğimiz iş birlikleriyle ülkemizde de toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan çalışmaların bir parçası olmaya devam edeceğiz.
Bir değişim yaratmak istiyorsak, işe önce dilimizle başlamamız gerektiğine inanıyoruz. Zorlu Holding olarak, “Bazı kelimelerin gölgede kalma zamanı geldi” diyerek Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’nü hayata geçirdik.
Zorlu çalışanları arasındaki kadın çalışan oranlarını paylaşabilir misiniz? Kadınların iş hayatında daha çok yer almaları konusunda hayata geçirdiğiniz iş birlikleri var mı?
Zorlu Grubu genelinde kadın çalışan oranımız yüzde 32 düzeyinde; üst yönetiminde ise bu oran yüzde 22. Sadece Zorlu Holding A.Ş. olarak bir oran vermek gerekirse, bu çatı altında kadın çalışan oranı yüzde 49, üst yönetimde ise yüzde 35 seviyesinde.
Kadınların iş hayatına katılımının da ötesinde karar mekanizmalarında yer alması, şirketlerin tüm paydaşları için yeni olanaklar sağlıyor, sosyal ve ekonomik olarak çok daha güçlü etkiler yaratıyor. Çeşitlilik temelli oluşturulan yönetim kadroları daha fazla inovatif çözümler geliştirebiliyor ve uzun dönemde şirket için daha fazla değer yaratıyor.
Zorlu Holding olarak bu anlayışla, ülkemizde toplumsal cinsiyet dengesinin şirketlerin karar mekanizmalarında, yönetim kurullarında ve üst yönetimde oluşması için kadın oranının yüzde 30’a yükseltilmesini amaçlayan Yüzde 30 Kulübü’nün Türkiye’de kurulduğu günden beri destekçisiyiz ve kulübün çalışmalarında aktif yer alıyoruz. Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin de kurumsal destekçileri arasındayız. Ayrıca insan kaynakları süreçlerinde fırsat eşitliğini sağlamak üzere hayata geçirilen KAGİDER Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikamıza paralel, tüm insan kaynakları süreçlerimizde bu hassasiyetle ilerliyoruz. Çalışan bağlılığını ölçümlemek üzere tüm Zorlu Grubu’na yönelik gerçekleştirdiğimiz anketlerde de toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden sorular yönelterek, bu alandaki yaklaşımımızın ve yaptığımız projelerin çalışma arkadaşlarımız üzerindeki etkisini ve iyileştirme alanlarını takip ediyoruz.
Çeşitlilik temelli oluşturulan yönetim kadroları daha fazla inovatif çözümler geliştirebiliyor ve uzun dönemde şirket için daha fazla değer yaratıyor.